aselvi @ hurriyet.com.tr

LÜTFEN bu yazıya Ankaralı bir gazetecinin İstanbul izlenimleri olarak bakmayın.
Çünkü öyle değil. Hafta sonu Binali Yıldırım’la bir araya geldim. İstanbul sokaklarında yürüdüm, projelerini konuştum, kafamdaki soruları sordum. Ama asıl, “insan” Binali Yıldırım’a ilişkin gözlemlerde bulundum.

 Binali Yıldırım, “devlet” gibi korunuyor, ama seçim kampanyasını “millet” olarak yapıyor. İlk olarak, “Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı gibi görevlerden sonra sahaya çıkmakta zorlandınız mı?” diye sordum. Esprili bir şekilde “Sahadan hiç çıkmadık ki inelim” diye karşılık verdi. “Meclis Başkanlığı’nı saymazsanız 1994’ten beri hep sahadayım. Benim için yadırganacak veya zorlanacak bir durum söz konusu değil” dedi.

Binali Yıldırım’a seçmenlerin yaklaşımı nasıl oluyor? “‘Sen böyle görevleri yaptın, şimdi İstanbul Belediye Başkanlığı adayısın’ diye söyleyen birine rastlamadım” diye söze başlıyor. Hiçbir komplekse kapılmadan anlatıyor. “Ankara’dayken ne yaparsanız yapın halka çok yakın olamıyorsunuz. Ya ben Topal Dursun’un oğluyum. Anadolu’nun ta kendisiyim. İstanbul’a gelip belediye başkan adayı olunca daha bir insanların içine karışabilme fırsatım oldu. Çok güzel diyaloglar yaşıyoruz gittiğimiz her yerde. Ben çok keyif alıyorum” diyor.


Bu kez tersine çevirip, “Bu kadar önemli görevlerden sonra ‘İstanbul’a aday olmanız iyi oldu’ diyen var mı?” diye soruyorum. “İnsanların konuşmalarında böyle bir güven duygusu içinde olduklarını görüyorum. Kimsenin kafasında ‘Yapabilir mi, yapamaz mı? Söyledikleri acaba gerçek olur mu, olmaz mı?’ diye bir tereddüt yok. ‘Binali Yıldırım ne söylerse yapar’ diyorlar” diye karşılık veriyor.

‘CAPS’LERİ TORUNLARI BEĞENMİŞ

Bu seçimde Binali Yıldırım’ın en çok dikkatini çeken ne olmuş? Tek cümle ile cevap veriyor. “Sosyal medyanın gücü” diyor. “Gençlerin oradaki yaratıcılığı... Bir söz söylüyorsunuz, üzerine sayfalarca espri üretebiliyorlar” diye ekliyor. Bunun üzerine sözü hemen o ünlü videoya getiriyorum. “Onu da ben yaptım” dediği videoyu soruyorum. Binali Bey, “Estağfurullah. ‘Ben yaptım’ demedim. ‘Onu da yaptık’ diyorum” diye bir düzeltme yapıyor: “Daha sonra tekrar izledim. Çok güldüm. Sosyal medya yorumlarını izliyorum. Gençler çok güzel ‘caps’ler yapmışlar o video için. Onlara da çok güldüm.” Tabii bu aşamada torunları sormasam olmaz. Torunlar deyince gözlerinde sevimli bir gülümseme beliriyor. “Torunlar izlemiş mi” diye soruyorum. “İzlemişler. Çok beğenmişler. ‘Dede caps’leri gördün mü’ diyorlar. Kıkır kıkır gülüyorlar” diyor.

MHP SEÇMENİ ÇOK KABULLENDİ


Binali Yıldırım 1994’ten beri meydanlarda. O nedenle bu seçim kampanyasına ilişkin gözlemlerini soruyorum. “Seçime 1 aydan az kaldı ama çok da seçim havasında görmüyorum insanları” diye karşılık veriyor. Ekonomik kaygıların ağır bastığını ifade ediyor. Araya girip MHP seçmeninin yaklaşımını soruyorum. MHP seçmeninin ilgisinden memnun. “Müthiş bir ilgileri var, müthiş bir kabullenme var. Zerre kadar tereddütleri yok MHP yönetiminin. MHP tabanı fevkalade yanımda duruyorlar, çok güzel destek veriyorlar. İki yaka bir sevda diye bir slogan üretmişler. Çok hoşuma gitti. İttifak sağlam” diye karşılık veriyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortak miting yapacakları yerlerin başında İstanbul geliyor. Binali Yıldırım, ortak mitingin “cumhur ittifakının tabanda daha fazla kaynaşmasına, ittifakın ruhuna ve seçimlere yansımasına ciddi faydası olacağı” düşüncesinde.

KÜRT SEÇMENİN OYLARI

HDP İstanbul’da seçimlere girmiyor ama bir Kürt seçmen gerçeği var. Hem de seçimlerin kaderini etkileyecek çapta. Peki onların oyunu alabilecek mi? Binali Bey, “Kimse Kürt kardeşlerimin oyunu kendi cebinde görmesin” diye söze başlıyor. “Kürt vatandaşlarımızı HDP’yle özdeşleştirmek yanlış olur. İstanbul’da çok büyük bir Kürt nüfusu var. Bunların bir kısmı HDP’ye oy veriyor, büyük bir kısmı da AK Parti’ye oy veriyor. Sahada yaptığımız çalışmalarda da gayet müspet yaklaşımlar görüyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığımızda hedefimiz, 10.5 milyon oy veren seçmenin tamamına, herkese hitap etmek” diyor.

İMAMOĞLU’NA DÖNÜK DEĞERLENDİRMESİ

Bu arada sözü rakibi Ekrem İmamoğlu’nun açıkladığı projelere getiriyorum. “‘Projesi yok’ diyordunuz ama Ekrem İmamoğlu da projelerini açıkladı” deyince hemen, “Ben projesi yok demedim” diye düzeltme ihtiyacı hissediyor. İmamoğlu’nun projelerini incelediğini, bir bölümünün vaat, bir kısmının ise proje olduğunu söylüyor. “Seçim bir sınavsa bizim başkasının kâğıdına bakmaya ihtiyacımız yok” diyor, yani kopya çekmeyeceğini söylüyor. Kendi projelerini soruyorum. Gözleri parlıyor. İstanbul’u ve projelerini konuşmaktan çok heyecan duyduğu belli oluyor. Proje adamı olan Binali Yıldırım’ın İstanbul’a yönelik çok önemli projeleri var ama benim yerim buraya kadar. O nedenle sadece izlenimlerimi aktarmakla yetiniyorum.