ÇAYKUR, 19 Mayıs 2020 tarihinden itibaren yaş çay kampanyasının ikinci sürgün alımlarını sürdürmeye devam ederken, ikinci sürgün döneminden bugüne kadar 165 bin ton, genel toplamda ise 412 bin ton yaş alımı gerçekleştirdiğini paylaştı. ÇAYKUR, kuru çay satışlarında ise Temmuz ayı itibariyle 70 bin tona ulaşıldığını ve ulaştıkları bu rakamın geçen yılların en erken ulaşılan satış rakamları olduğunu bildirdi.
ÇAYKUR’un yapmış olduğu açıklama, kampanya dönemine 65 bin ton gibi son yılların en az stok miktarıyla girildiği kaydedilerek; saha satışları ve yaş çay işleme kapasitesiyle makrohedefler anlamında planlandığı şekilde yoluna devam ettiği ve çalışmalara devam edildiğini ifade etti.
Bu yılın satış hedefi olarak 120 bin ton paketli çay satışının Temmuz ayı satış gerçekleşmelerine göre 70 bin tonunu satarak son yıllarda aynı aylara kıyasla yapılan en erken satışlar olarak kayda geçildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bu erken satış kazanımı bizlere, yılın geri kalan kısmında 50 bin ton veya üzerinde daha rahat çay satış yapabilme imkânı sağlamaktadır.
Özellikle geçtiğimiz son iki yıl içerisinde 750 bin tonlar gibi yüksek miktarlarda yaş çay alımı gerçekleştirmemize rağmen fabrikalarımızda sağlanan maksimum işleme kapasitesi neticesinde üreticilerimizin bizlere yüksek oranda çay satmaları sağlanmış, aynı zamanda özel firmalara karşı da oluşan fiyat manipülasyonlarına karşı piyasalar regüle edilerek üreticilerimize bir nevi koruma sağlanmıştır.
Hammadde alımı, işleme ve üretimde yakalanan maksimum gerçekleşmelerin devam edebilmesinin ön şartı olan pazarlama ayağının da çözümlenmesi gerektiğinden özellikle bu yıl erken yakaladığımız satış gerçekleşmeleri, önümüzdeki dönem için bizlere güven vermektedir.
İşletme veya Kurumlar için en önemli başarı göstergesi; hammadde alımı, üretim, pazarlama üçgeninde kurulan denge ve bu dengenin sürdürülebilirliğindedir. Diğer belirleyici veya etkenlerin olumlu ve olumsuz oluşları, kurulan bu düzeneği besler veya eksiltir ancak tam olarak dönüştürmeye yetmez. Dolayısıyla üretim giderleri, işgücü maliyetleri, kullanılan işletme kredileri gibi dış etkenlerin getirdiği olağan yükler de kurulan bu dinamik denge içerisinde zamanla daha kolay yönetilebilir ve çözümlenebilir bir duruma gelecektir.
Grafikli anlatımda yer aldığı gibi son beş yılın hammadde alımı, üretim ve pazarlama gerçekleşmelerine bakacak olursak artan bir yükselme içerisinde olduğumuz görülecektir."