Çay sezonunun başlamasıyla birlikte geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 yılı yaş çay alım fiyatını 2 lira 90 kuruş taban fiyat, 13 kuruş destekleme primi ile birlikte 3 lira 3 kuruş olarak açıklamıştır.
Geçen yıla oranla fiyatlardaki artış ilk etapta kulağa hoş gelse de artan üretim maliyetleri, kota ve kontenjan uygulamaları üreticinin belini bükmeye devam etmektedir.
ÇAYKUR tarafından uygulanan 1. sürgünde dönüm başına 500 kilogram kota ve kotaya ek olarak 15 kilogram kontenjan uygulaması çay üreticileri için büyük sıkıntı yaratmaktadır.
ÇAYKUR, 500 kilogram kota uygulaması ile 1 dönümden 1 ton yaş çay elde eden üreticiden ürünün sadece yarısını almaktadır. Üretici her 1 ton üründen 500 kilogramını satabilmek için özel sektörün kapısına gitmeye mecbur bırakılmıştır.
Buna bir de 15 kilogram kontenjan uygulaması eklenince üretici yaklaşık 2 günde topladığı 500 kilogram çayı ÇAYKUR'a ancak 33-34 günde satabilecektir, böyle bir şansı da yoktur. Çünkü çok narin bir ürün olan çayın hasat zamanı geldiğinde toplanması ve toplandığı gün işlenmesi gerekmektedir. Yaş çayın depolanması ya da bekletilmesi mümkün değildir. Ayrıca çeşitli kalemlerde giderleri bulunan üreticinin bu giderleri karşılayabilmesi için ürününü en kısa sürede paraya çevirmesi gerekmektedir.
Ramazan Ayının da başlamasıyla birlikte topladığı çayı devlete satamayan üretici mecburen özel sektörün kapısına gitmektedir.
Tarım ve Orman Bakanı’nın fiyat açıkladığı günün ertesi günü özel sektör de
2 liradan yaş çay alımlarına başlamıştır. Özel sektörün kapısına gitmek zorunda bırakılan üretici ton başına 900 lira zarar etmektedir.
Bu durum, üreticinin ürününü özel sektörün belirlediği şartlarda yok pahasına satması demektir. Çay üreticisinin alın teri ve emeği göz göre göre fırsatçılar tarafından sömürülmektedir.
Bu uygulamalar üreticiye eziyettir, üreticiyi özel sektörün insafına terk etmektir, milli ürünümüz çaya ve çay üreticisine ihanettir. Buna seyirci kalınmamalıdır.
Maliyetler Yüzde 40 Oranında Artmıştır, Alım Fiyatı Yetersizdir
Çay üretim maliyetleri önceki yıllara göre çok yükselmiştir. Bugün gübre fiyatı yüzde 100 artmış, işçilik yüzde 50 artmış, çay bezi, çay makası, yağmurluk, çuval, torba vs. ekipmanların fiyatı yüzde 40 oranında artmıştır. Bu artışlar, zaten sıkıntıda olan üreticiyi daha da perişan bir hâle getirmiştir.
Türkiye’de bugün kuru çayın üretim maliyeti 3,47 dolardır. Geçen yıla göre dolar kurundaki artışlara baktığımızda 2018 Mayıs ayında 4,3 TL olan dolar bugün 6 TL civarındadır. Döviz kuruna bağlı olarak çay maliyetindeki artış oranı %40'tır. Hükümetin belirlediği yaş çay alım fiyatındaki geçen yıla oranla %24’lük artış, üretim maliyetindeki farkı dahi karşılayacak boyutta değildir.
“Allah’ın Verdiği Ota Kota Mı Olur?”
Çay, Doğu Karadeniz Bölgesinin en önemli geçim kaynaklarından biridir.
Yaklaşık 2 milyon insanımız geçimini çay üretiminden ve çay yetiştiriciliğinden sağlamaktadır. Çay üreticisinin yaşadığı sıkıntılar tüm sektörü olumsuz etkilemektedir.
AKP hükümetinin çay politikaları devletin kurumu olan ÇAYKUR’u etkisiz kılmakta ve adeta özel sektöre hizmet etmektedir.
2002 yılında “Allah’ın verdiği ota kota mı olur? Biz hükümet olduğumuzda çayda kota ve kontenjanı kaldıracağız” diyenler 17 yıldır iktidarda olmalarına rağmen kota uygulamasını kaldırmamış ve çay üreticisini mağdur etmeye ve sömürüye devam etmişlerdir.
Kota ve Kontenjan Uygulamasına Son Verilmelidir
ÇAYKUR ve özel sektör arasındaki fiyat farklılıkları sorunu mutlaka çözümlenmelidir. ÇAYKUR’un belirlediği fiyat taban fiyat olmalı ve bunun altındaki fiyat uygulamaları bir yönetmelikle yasaklanmalıdır.
Kota ve kontenjan uygulamalarına son verilmelidir. Devletimiz, üreticiye çay ekimi için izin verdiği kapasite kadar alım garantisi de vermelidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı ve ÇAYKUR çay üreticisine sahip çıkmalıdır.
Buradan hükümet yetkililerine sesleniyorum. Çayınızı her yudumladığınızda perişan durumdaki üreticiyi hatırlayın ve biraz vicdanlıysanız gelin bir an önce milli ürünümüz çaya ve çay üreticisine sahip çıkalım.